Bir Direniş Destanı: Âlim Ve Mücahid Şehid İzzettin El Kassam 
Haber detay

İlköğrenimini doğduğu yerde yaptıktan sonra 1896 yılında gittiği Ezher Üniversitesi'nde İslâmi hareketin ileri gelenleriyle ilişkide bulundu. İlmi tahsilini ikmal ettikten sonra çeşitli yerlerde davet ve eğitim faaliyetleri yürüttü. Büyük alim İzzeddin Tennuhi'nin ders halkasına katıldı. Sonra Türkiye'ye gelip bir sene kadar vaaz ve irşadda bulunduktan sonra tekrar Cebele'ye döndü. Kısa bir süre Cebele'de Kur'an, tefsir, fıkıh gibi ilimleri okuttu. O hem ders veriyor hem de gençlerin terbiyesi ile ilgileniyordu. Hal, tavır ve güzel huyu davetini destekliyor, Bu duruşuyla Şeyh İzzetin Kassam yaşadığı dönemde Suriye'nin maddi ve manevi mimarlarının başında geliyordu.

 

Şeyh Kassam, ilim ve İslami davetle uğraşırken Emperyalist İtalyanlar Libya'nın Trablusgarb şehrini işgale kalkışmışlar, Ömer Muhtar ve beraberindeki az sayıdaki mücahit direnişi örgütlemeye ve fiili mücadeleye başlamışlardı. Şeyh Kassam Suriye'de Ömer Muhtar ve mücahitler için yardım toplamaya başladı. Halk yardım kampanyasına bütün imkanlarını seferber ederek katıldı. Zira islami sorumluluk bunu gerektiriyordu ve Kassam halka kan içici emperyalizmin dil ve kimliğinin önemli olmadığını, direnişin her yerde renginin aynı olduğunu anlatmaya çalışıyordu. Şayet bugün bu direnişe bigane kalındığında sıranın yarın kendilerine de geleceğini ve bu şekilde tüm mazlum coğrafyanın bundan etkileneceği mesajını zihinlere kazıyordu. Bunu tüm hayatıyla ve uygulayarak gösteriyordu. Mücadele ve kıyamın olduğu her cephede Şeyh Kassam’ın izlerini görmek mümkündür.

1. Dünya savaşından sonra savaştan galip çıkan diğer emperyalist ülkeler gibi Fransızlar da bazı sömürgeler elde ettiler. Bu sömürgelerin başında Suriye geliyordu. Şeyh Kassam ve mücahitleri Suriye'de Fransızlara karşı cihada başladılar. Fransızlar ancak Sihyon bölgesinde tutunabiliyorlardı. Şam, Fransızların eline geçinceye kadar onlara büyük kayıplar verdirdi. Nihayet mücahitlerin bazıları Türkiye'ye iltica ettiler. Şeyh İzzettin Kassam ise sömürgeci güçlerin ve onlarla işbirliği içindeki siyonistlerin Filistin üzerindeki oyunlarının tehlikeli boyutlara geldiğini gördüğünden beraberindeki bazı mücahitlerle birlikte 1926'da Lazkiye’den Hayfa’ya gitti. Orada insanları irşad etmek ve gelen siyonist tehlikeye karşı uyarmak için vaazlar verdi ve gençler için kurduğu bir teşkilata da başkanlık etti.

Şehit Kassam; muvahhit ve mücahit bir şahsiyetti, İslami harekette çok faydalı ve gayretli çalışmaları olmuştu. Şeyh Hayfa’ya geldikten sonra Yüksek İslam Konseyi’ne bağlı şer’i mahkemede çalıştı. Aynı zamanda İstiklal Camii’nde vaazlar vererek irşad ve inzar çalışmalarına devam ediyordu. Şartların olgunlaştığını görünce gizli askeri faaliyetlere başladı.

O dönemde Filistin topraklarını işgal altında tutan İngilizlerin planlı bir şekilde siyonizmin gizli emellerine hizmet etmek için, habis bir ur gibi israil devletini kurma çalışmalarına tanıklık etti ve halkı uyarıp silahlı direnişi örgütlemeye çalıştı. Halkın gönlünü mertlik, kahramanlık, yücelik ve fazilet duygularıyla yoğurdu. Sadece vaaz ve irşad yoluyla insanları cihada hazırlamakla yetinmeyerek kendisi de bilfiil mücadelenin içinde bulundu. Bu hazırlık döneminde bir yandan samimi bir şekilde cihada katılacak eleman yetiştiriyor bir yandan da teçhizat ve maddiyat temin etmeye çalışıyordu. İzzettin Kassam, talebelerinden ve halkın içinde kendisine bağlı Müslümanlardan "askeri bir birlik" kurdu. Bu birliğe Şeyh Kassam'ın ismine nispetle "Kassamiler" denilmekteydi.

Kassamiler Hayfa'da ve Filistin'in kuzeyinde çok başarılı mücadeleler vererek, Müslümanların nezdinde çok itibarlı bir yer edindiler. Günümüzün tabiriyle dosta güven düşmana ve işbirlikçi hain siyonistlere korku ve endişe verdiler. Kassami’ler çalışmalarını öyle gizli yürütüyorlardı ki İngilizler ve yerli işbirlikçi muhbirleri ne kadar uğraşsalar da bir türlü izlerini bulamıyorlardı.

1935’in sonbaharına gelindiğinde cihadın fiilen başlatılması için hazırlıklar son merhalesine gelmiş, Kudüs'deki Kurtuluş Hareketi arasında irtibat kurularak güç ve hareket birliği sağlanmıştı. İzzettin Kassam'ın mücâhidleri el-Yecur'a düzenledikleri bir saldırıda bazı işgalci İngilizlerle onlarla işbirliği içindeki üç siyonisti öldürdüler. Bu olayın arkasından gerek İngiliz işgalcilere ve gerekse onların getirip Filistin topraklarına yerleştirdikleri siyonist teröristlere karşı çeşitli eylemler gerçekleştirildi. Şeyh İzzettin Kassam'ın başlattığı bu kıyam, Filistinlilerin İngilizlere karşı başlattığı altıncı kıyam olarak yerini alıyordu.

İşgalci İngilizler Şeyh Kassam ve mücahidlerin verdiği cihaddan ciddi şekilde rahatsız oluyor; onları ortadan kaldırmak ve birliklerini dağıtmak için yoğun bir çaba harcıyorlardı.

İngiliz işgalciler bir birlikle onu karadan ve havadan muhasaraya aldılar. Kendisine teslim olması çağrısında bulundular. Ancak Kassam ve beraberindekiler işgalcilere teslim olmayı değil savaşmayı tercih ettiler. Savaş çok şiddetli bir şekilde günlerce sürdü. Düşman defalarca Kassam ve arkadaşlarını etkisiz hale getirmek için girişimlerde bulunduğu ve büyük kayıplar verdiği halde başarılı olamadı. Kassam’la bir türlü başa çıkamıyor ve nerede üs kurduğunu bulamıyorlardı. Şüphesiz bunda halkın Kassam ve arkadaşlarını sevmesi ve onlara destek vermesinin büyük payı vardı.

Sonunda yine ihanet baş gösteriyor ve şeytani planlar devreye girererek, ruhunu dünyevi menfaatler uğruna satmış bir  yerli işbirlikçi bulundukları yeri ihbar etti. Bu ihbarı değerlendiren Emperyalist İngilizler büyük bir kuvvetle şeyh Kassam’ın üzerine giderek onu ve mücahit arkadaşlarını kuşatmaya aldılar. Mücahitler sayıca çok az olmalarına ve istedikleri takdirde kaçabilecekleri halde, savaşmayı tercih ettiler. Çok şiddetli çatışmalardan sonra  Şeyh Kassam ve birkaç arkadaşı izzet ve onurlarıyla şehid olup rablerine kavuşurken diğer mücahitler yaralı halde İngilizlere esir düştüler.

Şeyh Kassam ve arkadaşlarının şehadeti Müslümanları hüzne boğmuştu. Cenaze namazları on binlerce Müslüman tarafından kılınarak "Bacur" şehitliğine defnedildi.Şehit Kassam'ın cenazesine büyük bir kalabalık katıldı. İngilizler böyle bir kalabalığı o güne kadar hiç görmediklerinden, korkuya kapıldı ve topluluğu dağıtmak istediler. Ancak işgalcilerin bu girişimleri üzerine İngiliz askerleriyle Müslümanlar arasında çatışma çıktı. Bu çatışmada hem Müslümanlardan hem de İngiliz askerlerinden yaralananlar oldu. Şeyh İzzettin ve arkadaşlarının yerini ihbar eden casus ise daha sonra mücahitler tarafından öldürüldü.

Şehit Kassam'ın Direniş ve Mücadelesinin yansımaları

Şeyh İzzettin Kassam'ın mücadelesi Filistin halkı için bir meşale olmuş, onları harekete geçirerek 1936'da gerçekleşen büyük kıyamın da şartlarını hazırlamıştır. Onun başlattığı hareket silahlı mücadele konusunda birçoklarına cesaret kazandırmıştır. Böylece onun şehadetinden sonra çeşitli silahlı gruplar ortaya çıktı. Şeyh Ferhân es-Sa'di'nin liderliğinde kurulan İhvanu'l-Kassam hareketi, Filistin'in bağımsızlığı için mücadele eden  el-Futuvve adında silahlı gençlik teşkilatı,  İbrahim el-Kebir liderliğinde de ed-Derâviş grubu ve günümüzdeki en etkili silahlı direniş gruplarından olan İzzettin el Kassam Tugayları, Şehit Kassam’ın mücadelesinden günümüze olan önemli yansımaları olarak zikredilebilir. Bütün bu silahlı grupların ortaya çıkmasında İzzettin el-Kassam'ın verdiği silahlı mücadelenin manevi bir örnekliği ve öncülüğü olmuştur.

Şahsiyeti ve Yaşantısı

Şehit Kassam’ın  hayat ve mücadelesine baktığımızda, ilmiyle amel eden bir alim, takva ve cesaretiyle çevresindeki insanlara örneklik teşkil eden bir rehber, islami duyarlılığıyla ümmetin acılarını iliklerine kadar hisseden bir mü’min olarak görüyoruz. Çok ibadet ederdi. Namazı cemaatle kılmaya düşkündü. Teheccüt namazına devam ederdi. Namazdan sonra Allah'ı çokça zikreder ve çoğunlukla oruçlu olurdu.Çok mütevazi bir yaşamı vardı ve dünyanın şatafat ve cazibesine iltifat etmezdi. Çok sade bir yaşantısı vardı. O inandığı değerler için hem canını hem de malını harcamaktan asla çekinmemiştir. Şeyh Kassam'ı insanlar arasında örnek ve uyulması gereken bir şahsiyet konumuna getiren, onun Resulullah ve sahabesinin hayatına benzer bir hayatı tercih edip onlar gibi İslam'ı yaşamak için gayret göstermesiydi.

İnsanlar kendileri gibi giyinip,kendileri gibi yaşayan insanlara tabi olup peşlerinden giderler. Bu anlamda davanın öncü fertlerinin nebevi hayat ve mücadele ahlakını öğrenip, hayatlarının tüm safhalarına yaymaları gerekir. Bu şekilde gelecek nesillere örneklik teşkil edip insanları idealleri uğrunda mücadele veren kahramanlar haline getirirler. Şeyh Kassam gibi alim ve önderlerin toplumun ıslahı üzerinde önemli etkileri vardır. Peygamber efendimiz (s.a.s.) şöyle buyurmaktadır: "Ümmetimde iki sınıf vardır. Onlar ıslah olduklarında ümmetin tümü ıslah, ifsad olduklarında ümmetin tümü ifsad olur. Bunlar alimler ve yöneticilerdir."

Şehit Kassam ve onun takipçileri olan Hüseyni kahramanlar bu aziz ümmetin ıslahı için önemli mücadeleler verdiler. Rabbim bizleri, onları ve aziz davalarını anlayan ve bu uğurda mücadele verenlerden eylesin. (Amin)

M. Selim Sabaz - İnzar

Anasayfa Reklam Alanı 1 728x90

0 Yorum

Henüz Yorum Yapılmamıştır.! İlk Yorum Yapan Siz Olun

Yorum Gönder

Lütfen tüm alanları doldurunuz!

Haber detay

Reklam

Haber detay

Anket