Bu Yaz Yazımızın Yazgısını Bozalım
Haber detay

Özellikle okulların tatil olmasıyla birlikte bir “yaz mevsimi”  algısı oluşmaya başlıyor günümüz toplumunda. Plan program yapılır, hesap kitap yapılır, gidip gezilecek yerler konuşulur. Nasıl eğlenileceği ve dinlenileceği hesaplanıp planlanır. Aile reisinde bütçeyi denkleştirme telaşı başlar. Evin hanımında Nalan Hanım’dan daha iyi bir yere gitme kaygısı başlar. Çocuklarda ise filmlerde gördükleri pembe dünya hayalleri başlar. Çok eğlenceli, çok güzel yerlere gidilmeli. Herkesi kıskandırmalı ve maalesef imkânsızlıklar gereği az harcamalı.

Tabi bu dengeyi tutturmak bir kâbusa dönüşüyor ailede. Hanım mümkünatı yok ikna olmuyor ikinci sınıf bir tatile. Sonra Nalan Hanım’a ne der? Utancından yüzüne bakamaz. Homurdanır baba haklı olarak. Günlerce süren tartışmalar ve küskünlükler başlar. Çocuklara pembe dünya dışında bir dünya teklif etmek bile büyük cesaret. Zinhar susmuyorlar. “Cem’lerin Güney’deki tatil beldesine gitmeliler.  Dağ, orman da olmalı; deniz, kumsal da olmalı. Konaklanacak yer her türlü konfora sahip olmalı. “Bir yıl boyunca yorulduk, bir defa gidiyoruz, o da kötü mü olmalı?” “El alem Havai’ye Dubai’ye gidiyor. Bunu bize çok mu görüyorsun?”

Münakaşa ve mülahaza tam bir ay sürüyor. Öyle böyle çocuk ve hanımı kırmak mümkün olmuyor. Bir orta yol bulunuyor. Anne beğenmediği yere gitmenin bütün huysuzluğunu; çocuklar arkadaşlarının ve hayal dünyalarının uzağında olmanın tüm hırçınlık ve somurtkanlıklarını babanın yüzüne yüzüne kavurucu yaz sıcağı gibi vurup yakıyorlar. Baba kredi kartı ve diğer borçların bir dahaki yaza kadar nasıl ödeneceğinin muhasebesiyle baş başa dış dünyadan kopmuş adeta. Bu hal üzere tatile çıkılır. Ikkına sıkıla… Bağıra çağıra… Toplaya çıkara… Utana sıkıla…

Kabul etmek lazım ki bu kapitalist sistemin büyük bir zaferi. Patronla işçiyi aynı kumsalda buluşturma kehaneti veya sihri. İşçi, patronun ucundan kıyısından verdiğini bir yıl boyunca dişinden tırnağından arttırarak biriktirip yine patronun işlettiği işletmelere kaptırıyor. Ancak mutlu gözüküyor. Zira patronla aynı yerde tatil yapıyor. Yaşasın kapitalizm(!). Havası ve cakası da yanına kâr kalıyor Ahmet Bey’in. Çünkü göbekli patronunun yanında filinta gibi olması onu ayrıca ayrıcalıklı kılıyor ve mutlu ediyor. Arada bir patron “ya Ahmet Bey, sen nasıl bu kadar ince olabiliyorsun? İşin sırrını bize de versene” diyor ya… Allah be! Artık kim tutar İşçi Ahmet’i. Öyle ya patron bile ona özeniyor. “Ulan zalim! Senin verdiklerin yetmiyor da ondan böyle sıskayım” diyecek feraseti olsa ya. Ya da “Ulan ayı, sen nasıl büyüttün bu göbeği” diye cevap verebilse ya. Ama yok. Neyi eksik ki! Onun da arabası var, onun da evi var, o da patron ile aynı yerde tatil yapıyor. Daha ne olsun?

Ama asla mutlu değil ve olamıyor. Hep hesap kitap yapıyor. Hep patronun bankasına borçlu. Hep faiz ödüyor ve ana borç yerinde sayıyor. Kolay mı patronla aynı yerde tatil yapmak. Ödetirler adama bedelini tabi. Ödetir bedelini patron gayrı. Kıstıkça kısıyor bir yılından Ahmet Efendi. Öyle huzur içinde ev, araba sahibi olunur mu? Konforlu tatiller yapmak…

Aslında bizim kültür ve medeniyetimizde yaz mevsimi hasat toplamanın, emeğin karşılığını almanın ve çok çalışmanın adıdır. Omuz omuza vermenin, birlikte iş yapmanın, çalışırken eğlenmenin mevsimidir yaz mevsimi. Kazandığından muhtaç olana da vermenin, zekât ve sadakasını dağıtmanın adıdır yaz mevsimi. Akrabalara gidilirdi yazın. Kaynaşırdık. Köye giderdik. Dere ve nehirlerimizde bedava ve doyasıya yüzerdik. Doğal hayat ile tanışırdık. Uzak akrabalara eli boş gitmezdik. Sıla-i rahim yapardık. Yaşlılarımıza gitmenin fırsatını da yakalamış olurduk yaz mevsiminde. Bolluğun bereketin mevsimidir yaz.  Çocukların büyüklerle kaynaşıp alıştığı bir çıraklık dönemidir yaz mevsimi aynı zamanda. Birey olabilmenin, özgüven kazanmanın, sosyalleşmenin, büyüklerle “büyük düşünmenin” zamanıydı yaz mevsimi çocuklar için. Bir lokma bir hırka ile de yaşanabilinen garip gurebanın mevsimiydi yaz. Zekâtın, sadakanın,  infakın ve gönülden kopanın hak sahiplerine hiç övünüp böbürlenmeden ve hissettirilmeden verildiği zamandır yaz mevsimi.

Kışın da dinlenirdik ama öyle çılgınca harcama ve eğlenme üzerine değil. Konuşmanın, düşünmenin, bir araya gelmenin, fikir üretmenin vaktiydi kış mevsimi. Modern kapitalist hayat, kışın çalışmaya, yazın da kazandığını yine patronun işletme ve müesseselerine geri iade etmeye mecbur ettiği yeni bir düzen inşa etmiştir.  Yaşantımızın tüm genetik kodlarıyla oynayan modernizm, mevsimlerimizin de genetiği ile oynamıştır. Yaşam biçim ve felsefemiz bir istilaya duçar olmuştur. Ne yiyip içeceğimize, ne giyip nasıl eğleneceğimize, günün hangi saatlerinde ne ile iştigal olacağımıza, neyi seyredip neyi beğeneceğimize karar veren tüketime endeksli kapitalist sistem hangi mevsimde neler yapacağımıza da maalesef karar verme kabiliyeti elde etmiştir.

Ancak bu tahakkümden bu yazdan başlayarak kurtulmak lazım. Her ne kadar çok eksiği var ise de Milli Eğitim Bakanlığı’nın ebeveynlere yaz tatilinde çocuklarla birlikte yapmayı tavsiye ettiği ve doğayı, çevreyi, merhameti, tanışmayı, gelişmeyi, doğallığı ve gerçek hayata dokunmayı içeren masrafsız ama çok nitelikli bir etkinlikler dizisini önemsiyoruz. Her ne kadar bu metin inanç ve geleneklerimize dair tutuk veya laik bir kaygı taşıyor ise de.  Ve biz buna şiddetle itiraz ediyoruz. Çocuğuyla birlikte camiye gitme veya Kur’an kurslarını birlikte ziyaret etme gibi inanç ve kültürümüzü tanıtan hiçbir etkinliğe yer verilmemiş.

Her şeye rağmen bu yaz çocuklarımıza çok nitelikli, etkileşimli ve planlı bir zaman ayırma mevsimi geçirelim. Onları akrabalarımızla, dostlarımızla buluşturmalı, bizim dışımızda dizayn edilmiş tatil talebini anlamsız kılacak kadar mutlu ve özenilecek bir yaz yaşatalım. Mümkün oldukça akrabalar ile ortak faaliyetler yapalım. Hayatı konfor, tüketme ve eğlenme üzere kurgulayan modern dünyaya başka bir dünyanın da olduğunu fark ettirelim. Yaza bu yazı ile başlayalım

Anasayfa Reklam Alanı 1 728x90

0 Yorum

Henüz Yorum Yapılmamıştır.! İlk Yorum Yapan Siz Olun

Yorum Gönder

Lütfen tüm alanları doldurunuz!

Haber detay

Reklam

Haber detay

Anket