Esmâ-i Hüsnâ Ve Tevhid
Haber detay

İsminin anılmasıyla yeryüzünde ve gökyüzünde hiçbir şeyin zarar veremeyeceği Allah'ın adıyla başla­rım. O her şeyi işiten ve her şeyi bilendir.

Hamd, kendisinden başka ilâh olmayan Allah'a­dır. O, her türlü övgüye layıktır. O'na sınırsız ilmi ka­dar hamdü senalar olsun. O'nun Celâlinin kemalini ve hükümranlığının azametini mahlukât tam mana­sıyla kavramaktan acizdir.

Selâtü selam, O'nun Rasulü mahlukâtın en şe­reflisi, insanların her bakımdan en üstünü Ümmi Peygamber Muhammed (s.a.v.)'e, onun güzide aile ef­radı ve ashabı üzerine olsun.

Kendisini her türlü noksanlıklardan tenzih etti­ğimiz yüce Allah'ın bir takım "Güzel isimleri" ve ulvi sıfatları vardır. Biz bu isimleri ele alırken Allah'ın ki­tabından ve Rasulullah'ın sünnetinden yola çıktık. Ve bu konuda ilim ve fazilet sahibi kimselerin görüş­lerinden istifade ettik.

Bununla ilgili olarak Cenab-ı Hakk:

"En güzel isimler (esmâ-i hüsnâ) Allah'ındır. O halde O'na en güzel isimlerle dua edin" [195] buyur­maktadır. İşte bu; Allah'ın kendi kitabında, peygam­berinin diliyle bize isimlerini bildirdiğinin delilidir.

Bu konuda Tirmizî'de rivayet edilen ve yaygın olarak geçen hadis ile Ebu Hureyre tarikiyle Velid b. Müslim'in rivayetini kısaca açıkladım. Bu, Ebu Bekir el-Beyhakî ve diğerlerinin kitaplarındakiler gibi Safvetü't-Tabiin'de çıkarılan isimlerdir.

Bu konuda birtakım güçlüklerle karşılaştım. Ve bu konuda Allah'ın tevfîkine defalarca müracaat et­tim. Sonunda bu durum bana kolaylaştırıldı. Ve nef­simi mutmain eden, göğsümü açan, sınırsız bir mut­luluk duyduğum bu kitabı yazdım. Bununla Allah'ın isimlerinin bir kısmını okuyucuya aktarmayı umu­yorum. Şüphesiz ki Allah'ın isimlerinden her bir isimde de bir azamet, sıfatlarından her bir sıfatta de­rin bir muhabbet ve vakar vardır. Öyle ki bunlar Rabbinden korkanların tüylerini diken diken yapıyor. Sonra bu güzel isimlerden her biriyle Allah'ı zikirle kalpler yumuşak olur. Allah'ın bu güzel isimleriyle Al­lah'ı zikreden, kalpleri yumuşayan göğüsleri huzura eren mü'minlere ne mutlu!

Allah'ı çokça zikretmemiz gerekir.

Zira Cenab-ı Hak:

"Öyle ise siz beni (ibadetle) anın ki ben de sizi anayım. Bana şükredin; sakın bana nankörlük et­meyin!" [196]

“…Rabbını çok an, sabah akşam tesbih et."[197]

“... Muhakkak ki namaz, hayasızlıktan ve kö­tülükten alikoyar. Allah'ı anmak elbette (ibadet­lerin) en büyüğüdür. Allah yaptıklarınızı bilir." [198]

"Andolsun ki Resulullah, sizin için, Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çok zikredenler için güzel bir örnektir." [199] buyurmak­tadır.

Resulullah (s.a.v.) de:

"Rabbini zikreden kimse ile Allah'ı zikretmeyen kimsenin benzerliği ölü ile dirinin benzerliği gibidir." buyurmaktadır.

İşte bu sebepledir ki Allah (cc)'ın isimlerini bize gelen haberlere göre tertib üzere yazdım ve Allah'ın Kitabı'nın gösterdiği üzere açıkladım. Bu isimleri Kur'ân-ı Kerim'den, Allah'ın kitabındaki muhkem ayetlerden çıkardım. Allah'ın isimlerinden her bir gü­zel ismi Nebi (s.a.v.)'e dua ederek açıklamak için gay­ret gösterdim. Ben bu husustaki gayretimin sevabını Allah'tan umuyor ve Rabbimin rızasına ermek için yapıyorum. İşte bununla Cenab-ı Hakk'ın en büyük nimetine kavuşmuş olmayı Rabbimden temenni edi­yorum. Çünkü bu hususta yüce Rabbimin rızasını umuyorum. Bunun hakkımda bir dua olmasını te­menni ediyor ve azamet sahibi olan Allah'a sığmıyor, Allah'ın rızasına ermek istiyorum.

Allah'a bunu faydalı işlerden sayılması için en samimi duygularla dua ediyorum. Çünkü Resulullah'a:

"Hangi amel daha hayırlıdır?" diye soruldu. Peygamberimiz (s.a.v.):

"Allah'ı bilmektir" buyurdu. Peygamberimiz (s.a.v.)'e:

"Bununla hangi ilmi kastediyorsun?" diye so­rulduğunda, Peygamberimiz (s.a.v.):

"Noksan sıfatlardan münezzeh Allah'ı bilmek­tir" buyurdu.

Bunun üzerine Peygamberimiz (s.a.v.)'e:

"Biz sana yapılacak ameli soruyoruz,  sen ise bize ilim'den bahsediyorsun" denildiğinde. Peygambe­rimiz (s.a.v.):

"Allah'ı bilmekle faydalanılacak en küçük bir amel Allah'ı bilmeden elde edilecek pek çok amelden daha faydalıdır" buyurdu. Zira Allah (c.c):

"Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?"[200]

"De ki: İster Allah deyin, ister Rahman deyin. Hangisini derseniz olur. Çünkü en güzel isimler O'na hastır."[201] buyurmaktadır.

Ey Allah'ım!

Sen Bir ve Samed'sin.

Samed, ihtiyaçlarda kendisine ihtiyaç duyulan efendi, kendisine rağbet edilen, hiçbir şeye ihtiyaç duy­mayan kimse demektir. Samed, kendisine ihtiyaç du­yulan şerefli zâttır. Samed, ebedi ve ezelidir. O, mahlukat yok olup gittikten sonra da bakidir. Samed bir diğer mana itibariyle efendilikte son rütbeye ulaşmış kimse demektir. Bir diğer manada Samed, her şeyin kendisine ihtiyaç duyduğu zâttır. Yani her yaratılan mahlukât ondan herhangi bir şekilde müstağni ola­maz, mutlaka ona ihtiyaç duyar. Samed, teşbih ol­maksızın yemeye, içmeye, mideye ihtiyacı olmayan­dır. Samed olan Cenab-ı Hak doğmamış ve doğurulmamıştır. Onun hiçbir dengi yoktur. Şu da bilinsin ki; O, hiçbir şeye benzemez, O'nun dengi yoktur. O, bir olan mabuddur. O halde akıl sahipleri düşünsün ve ibret alsınlar.

"Ey Allah'ım! Bana faydalı olanı öğret ve beni öğ­rettiğin şeylerle faydalandır, ilmimi artır."

Varlığı zatının müktezası (gereği) olan, her şeyin varlığı kendisine bağlı olup kâinatı idare eden, ebedi hayatla diri olan, eşi ve örneği olmadan yeri ve göğü ve bunlar arasındakileri yaratan, kendisinden başka mabud olmayan Allah'tan; bizi dergâh-ı izzetinde ba­ğışlamasını ve bize merhamet etmesini diliyor ve umuyoruz. Şüphesiz ki O, bütün günahları bağışlayan ve çok çok esirgeyendir.

"Bilesiniz ki, kalpler ancak Allah'ı anmakla hu­zur bulur." [202]

[195] A'raf: 7/80

[196] Bakara: 2/152

[197] Al-i İmran: 3/41

[198] Ankebut: 29/45

[199] Ahzab: 33/21

[200] Zümer: 39/9

[201] İsra: 17/111

[202] Prof. İzzeddin Cemel, El-Esmaü’l-Hüsna, Ravza Yayınları: 9-14.

 

Anasayfa Reklam Alanı 1 728x90

0 Yorum

Henüz Yorum Yapılmamıştır.! İlk Yorum Yapan Siz Olun

Yorum Gönder

Lütfen tüm alanları doldurunuz!

Haber detay

Reklam

Haber detay

Anket