Yani eziyetleri defetmek, eksiklikleri gidermek ve güler yüzlü olmak gibi onların seninle muamele etmelerini istediğin şekilde onlarla muamele et. Ta ki kalpleri sana ısınsın, aranızdaki sevgi kemale ersin ve işler rayına girsin. İşte tüm hayırların esası ve meselenin aslı budur.
Burada önümüze Ahlak denen bir kavram çıkmaktadır:
Hiç şüphesiz yeryüzünde yaşayan her toplumun hayatında ahlak önemli bir yer almaktadır. Zira insan şahsiyetini ve insanlık medeniyetini ayakta tutan ahlaktır. Bu nedenle İslam’da ahlakın değeri ve önemi büyüktür. Güzel ahlakı teşvik edip kötü ahlaktan sakındıran ayet ve hadislerin çokluğu buna delildir. (elVafi Erbain şerhi)
Ahlak, insanın yaratılışında ve nefsinde var olan bir seciyye ve bir meleke olup kendine uygun olan fiil ve hareketlerin kolaylıkla meydana gelmesini sağlar.
Taftazani şöyle der: “Ahlak öyle bir melekedir ki kişi onun vasıtasıyla daha önce benzerini görmediği fiil ve hareketleri kolayca yapar”.
İnsanın sahip olduğu bu meleke kişinin başkasıyla yaptığı muamelelerde iki şekilde kendini gösterir: Biri vasat davranma diğeri de ifrat-tefrit ve diğer uygun olmayan davranışlardır. Birincisi güzel diğeri ise kötü ahlaktır.
Güzel ahlak; sahibini tüm güzellik ve kemaliyetlere yönlendiren nefsanî bir melekedir.
İmam Nevevi, radiyallahu anh şöyle der: “Güzel ahlak, insanlarla iyi muamele etmeyi ve onlara sıkıntı vermekten kaçınmayı ihtiva eden kapsamlı (cami) bir kelimedir.”
Güzel ahlak; Nebi ve Resullerin (aleyhimusselam) ahlakı ve müminlerin özelliklerindendir. Bu konuda Allah u Tealanın, Efendimiz aleyhissalatu vesellama: “Hiç şüphesiz sen büyük bir ahlak üzeresin” (Kalem: 4) buyurması yeterlidir.
Yukarda da belirtildiği gibi güzel ahlakı öven birçok hadis-i şerif vardır: Resulullah aleyhissalatu vesselam şöyle buyuruyor:
“Mizanda hiç bir şey güzel ahlaktan ağır gelmez.” (Buhari)
“Şüphesiz güzel ahlak sahibi, (nafile) namaz ve oruç sahibinin derecesine ulaşır.” (Ahmed)
“En hayırlınız ahlakı en güzel olanınızdır.” (Buhari)
“Kişiye verilen şeylerin en iyisi güzel ahlaktır.” (İbn-i Hibban)
“Müminler arasında imanı en kâmil olan kimse ahlakı en güzel olandır.” (Tirmizi)
Rasulullah, aleyhisalatu vesselam'a: “En çok hangi şey insanı cennete götürür” diye soruldu. Efendimiz aleyhissalatu vesselam: “Takva ve güzel ahlak” diye buyurdu. “En çok hangi şey cehenneme götürür” diye sorulunca da “Ağız ve ferc” diye buyurdu.
“Allah katında en sevimliniz ve Kıyamet Günü bana en yakın olanınızı size haber vereyim mi? ‘Evet ya Rasulallah!’ Ahlakı en güzel olanınızdır.” (Ahmed, İbn-i Hibban)
Güzel ahlak her ne kadar cibilli ve yaratılış itibari ile insana verilmiş olsa dahi kesb yoluyla da elde edilmesi mümkündür. Zira hem bu hadis-i şerifin son cümlesi hem diğer bir hadiste varid olan “Ya Muaz! İnsanlara karşı ahlakını güzelleştir.” (Bezzar, Hakim) hadis-i şerifi buna delalet eder. Yoksa güzel ahlakı emretmenin bir faydası olmazdı.
Güzel ahlakı elde etmek birkaç şekilde mümkündür...
1-Güzel ahlakta Rasulullah aleyhissalatu vesselama uymak. Bu, en önemli ve en yüksek yoldur. Allah’u Teala (cc) buyuruyor. “Sizin için Allah Resulünde güzel örnek vardır.” (Ahzab: 31)
2-Muttaki, âlim ve yüksek ahlak sahibi kimselerle arkadaşlık etmek sohbetlerine katılmak ve kötü huylu insanlardan uzak durmak. Allah u Teala buyuruyor: “Sabah akşam O’nun rızasını ve cemalini müşahede etmeyi dileyerek Rablerine yalvaranlarla beraber nefsini sabırlı tut. Dünya hayatının ziynetini arzu edip de gözlerini onlardan ayırma ve (isyanı sebebiyle) kalbini bizi anmaktan gafil kıldığımız, nefsinin arzusuna uymuş ve işi gücü aşırılık olan kimseye itaat etme. (Kehf: 28)
3-Nefisin kötü alışkanlıklarından temizlenmesi ve yavaş yavaş güzel huylara alıştırılması.
Peki, güzel ahlaka ait davranışlar ve huylar nelerdir?
Hz. Enes Radiyallahu anh'tan şöyle rivayet edilmiştir: “Resulullah -aleyhissalatu vessselam-, bir kişiyle musafaha ettiğinde o kişi elini çekmeden Resulullah aleyhissalatu vesselam elini çekmezdi ve o kişi yüzünü çevirmeden O -aleyhissalat-u vesselam- yüzünü çevirmezdi. Oturma meclisinde ayağını uzattığı hiç görülmemiştir.”
Selam bin Ebu Muti'e güzel ahlaktan sorulunca bir şiirle şöyle cevab vermiş:
Sen bir ihtiyaç için ona geldiğinde.
Sevinçten parladığını görürsün yüzünü.
Sanki sen ona veriyorsun ondan istediğini.
Ondan bir şey istemeye gelen kişi
Dikkat edip de Allah’tan korksun
Zira şayet bulunmazsa elinde ruhundan gayri
Bila tereddüt onu bile vereceğini görürsün.
O denizdir. Hangi taraftan ona gelirsen gel.
Dalgası iyilik, sahili cömertliktir onun.
Güzel huyların bazılarını da şöyle sıralayabiliriz:
1-Affetmek: Allah Teala buyuruyor: “Sen af yolunu tut, iyiliği emret ve cahillerden yüz çevir.” (A’raf 199)
2-Güler yüzlü olmak: Resulullah -aleyhussalatu vesselam- buyuruyor: “İyilikten hiçbir şeyi küçük görme. Hatta bu, kardeşini güler yüzle karşılamak dahi olsa” (Müslim)
3-Sila-i rahim: Yapılan hatalara karşı göz yummak ve vermeyene vermek. Resulullah -aleyhisselatu vesselam- buyuruyor: “Ey Ukbe! Dünya ehlinin en faziletli ahlakını sana bildireyim mi? Senden ilişkisini keseni ziyaret etmen, seni mahrum edene vermen, sana zulmedeni affetmen ve sana sövenden göz yummandır.” (Ahmed)
Allah Teâlâ şöyle buyuruyor: “Sen kötülüğü en güzel olan iyilikle defet. Bir de bakarsın ki seninle arasında düşmanlık bulunan kimse sıcak bir dost gibi oluvermiştir.” (Fussilet: 34)
Ayrıca; Yumuşak huyluluk, tevazu, insanlara karşı sevgi besleyip yakınlık göstermek, su-i zandan sakınmak, eziyetleri giderip engellemek, cömert davranmak, tartışmaktan kaçınmak, eziyetlere tahammül göstermek, mükâfatı terk etmek, sabırlı olmak ve Allah’ın kullarına merhamet ve şefkat beslemek de güzel ahlaktandır.
Saduddin Teftazani şöyle der: Güzel ahlak iki şeyle olur:
1- Nefsi kötü şeylerden temizlemektir ki başlıcaları on tanedir: Çok yemek, çok konuşmak, öfke, kıskançlık, cimrilik, mal sevgisi, makam sevgisi, kibir, ucub ve riya.
2- Nefsi faziletlerle süslenmektir ki onların da başlıcaları on tanedir: Tevbe, Allah korkusu, kaza ve kadere rıza, zühd, sabır, şükür, ihlâs, tevekkül, sevgi ve ölümü hatırlamaktır.
Son olarak şunu söyleyebiliriz:
Allah Resulu -aleyhussalatu vesselam- hadis-i şerifin bu son cümlesindeki vasiyetinde bizleri insanın şahsi hayatını düzenleyen ve toplum düzenini sağlamlaştıran “Güzel ahlak ve güzel muamele”ye yönlendiriyor. Ta ki bu vesileyle Müslüman kimse sevimli bir şahıs oluverip insanları sevsin insanlar onu sevsin. O insanlara, insanlar da ona ikram ve ihsanda bulunsun. Böylece toplumun her ferdi üzerine düşen görevi isteyerek ve hakkıyla yerine getirsin, işler düzelsin, seviyeler yükselsin ve gerçek medeniyet hâsıl olsun.
Hadis-i Şeriften anlaşıldığı gibi insanlarla güzel muamele iki kısma ayrılır: Biri onların sende olan haklarıyla ilgilidir ki bu farzdır. Diğeri ise senin kendi haklarından vazgeçmen ve gerek hususi gerekse umumi maslahatlara taalluk eden hususlardır. Bunlara riayet etmek sünnet-i seniyyeye ve adab-ı Muhammediyeye tabi olmak ve o mübarek nurdan istifade etmektir.
Nihayetsiz salât ve selam “Ben Ancak güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderildim.” (Buhari, Muslim) ve “Güzellerin en güzeli güzel ahlaktır” (Tirmizi) buyuran Efendimize ve onun yüksek ahlakıyla ahlaklanan âline ve ashabına olsun.
“Allahım! Yaradılışımı güzel kıldığın gibi ahlakımı da güzelleştir" Âmin! (Ahmed)
Abdulkuddus Yalçın - İnzar Dergisi
Benzer Haberler
cekici.net'te Hizmette Sınır Yok!
Nasıl yapılır, Niçin yaptın
İstanbul'da lale zamanı
ACN Nakliyat işinizi dahada kolaytırır
Seçmen Kağıdı Olmadan Oy Kullanılır mı? Oy Kullanmak İçin Gerekli Belgeler
Cenaze Yıkanmadan Namazı Kılınır mı?
Zirve organizasyon masa sandalye kiralama hizmeti
Mü’min Olmak Sözünde Durmaktır