Cezalandırmada tarih boyunca muhtelif telakkiler hakim olmuş ve cezaların gayesi, bu telakkiler ışığında belirlenmiştir.
Eski devirlerde (takriben 18. asra kadar) cezaların gayesi; yıldırma, intikam ve teşhirden ibaretti. Yakmak, çarmıha germek, uzuv kesmek, kemik kırmak, kızgın demirle dağlamak, vs. o devirlerde çok görülen ceza şekilleriydi.
Ayrıca o devirlerde, suç ile ceza arasında uygunluk da yoktu. İdam cezası bazen en basit suçlar için bile uygulanabilirdi. İngiliz Ceza Kanununda, 18. asra kadar 200 kadar suça idam cezası tatbik edilmiştir. Fransız Ceza Kanunu ise, 215 ayrı suça idam cezası uygulamıştır. Bu suçların çoğu da hafif suçlardı.
Zamanla ferdî intikamın yerine, içtimaî ve ilâhî intikam gayesi kaim olmaya başlamıştır. İçtimaî intikamda, korkutma ve yıldırma;
İlâhî intikamda ise, işlenen suçun keffaretinin ödenmesi maksatları hâkimdir.
18. asırdan itibaren batılı mütefekkirler, cezalardaki intikam gayesi ile mücadele etmişler ve onun yerine cezalandırmada başka gayelerin ikamesine çalışmışlardır.
Mehmet DİKMEN
Benzer Haberler
Sabah Namazı Nasıl Kılınır? İslam'ın Beş Temel İbadetinden Birinin Adımları ve Önemi
Müslüman Ne Demek, Ne Anlama Gelir?
Müslüman erkeklerin giyim şekli nasıl olmalıdır?
Müslüman kadının giyim şekli nasıl olmalıdır?
İslam ahlakı Nedir, Ne Demek? İlgili Hadis ve Ayetler
Allah'ın Huzurunda Durdukları Zaman: Ayet ve Hadislerin Anlamı
İsraf: Tükenirken Tükenmek
Allah'ın Gözetiminde Yaşamak İçin Tavsiyeler