Şehit A.Aziz Rantisi'yle yapılan röportaj
Haber detay

Dr. Abdülaziz Rantisi, Hamas hareketinin - hem Fi­listin'de hem de dışında - önemli bir lideri olarak biliniyor­du. Dolayısıyla Hamas'm sözcülüğünü de o yapıyordu. Kendisiyle gerçekleştirilmiş çok sayıda röportajlar, basın-yayın görüşmeleri bulunmaktadır. Dr. Rantisi daima açık ve net konuşmalarıyla Hamas hareketinin stratejisi ve hedefle­rini açıklardı.

Aşağıdaki satırlarda kendisine yöneltilmiş bazı sorula­ra verdiği cevapları bulacaksınız. Bu cevaplarda Hamas'm sağlam İslami esaslara dayalı riyaseti net bir şekilde görül­mektedir.

Soru: Siz 14 Aralık 1987'de oluşturulan Hamas'm ku­rucularından biriydiniz. Hamas'm 16. kuruluş yıl dönü­münde acısıyla tatlısıyla geçen bu yıllan nasıl değerlendiri­yorsunuz?

Cevap: Diyebilirim ki, Hamas 16 yılda ilerleme yö­nünde birçok değerli adımlar atmıştır. Hamas, 1987'de sa­dece mahalli bir hareket olarak başladı. Hatta sadece Gazze Şeridine münhasır bir hareketti. Şimdi ise Hamas, etkisi mahalli ölçülerin dışına taşan evrensel bir hareket haline gelmiştir. Hamas, kendi kitlesi içinde bile mahalli bir ko­numda bulunuyordu ilk önceleri. Fakat şimdi destekleyen­leri ve yardımcıları artmış ve bunlar sadece Filistin içinde değil, bütün dünyaya yayılmış bulunmaktadır. Hamas, as­keri mücadele seviyesinde de çok güzel gelişmeler elde et­miştir. İlk doğduğu vakit silahı "taş"dı. Sonra kurşun ve pe­şinden Siyonist devleti sarsan şehadet eylemleri... îstişhadi eylemler, Siyonistlerin Filistin ve Araplar aleyhine düşün­düğü planları suya düşürdü. Ve hatta bu eylemler İsrail'in varlığını sürdürme konusundaki umutlarını bile yok etti.

Soru: Sözlerinizden Hamas'm direnişçi bir sahadan siyasi bir harekete dönüştüğünü anlayabilir miyiz? Yani Hamas'm hedefleri değişti mi?

Cevap: Hayır. Hamas intifada ve cihad cenahıdır. Çünkü İhvan-ı Müslimin bir ıslah hareketidir. Hamas ise kitlesel bir harekettir ve üyeleri arasında İhvan-ı Müsli-min'e bağlı bulunmayanlar da vardır. Yani Hamas işgale karşı duran yumruktur.

Soru: Şimdi İhvan-ı Müslimin ile ilişkileriniz ne du­rumda?

Cevap: Hamas önderliği İhvan-ı Müslimin hareketi­nin faal şeklidir. Dolayısıyla da biz Filistin'de İhvan-ı Müs-Hmin'i temsil ediyoruz.

Soru: Hamas Filistin sahasında direniş gösteren son yapılanma sayılıyor. Bu kısa zamanda ikinci büyük güç ha­line gelmeyi ve hatta birinci güç konumundaki FKÖ ile ya­rışabilmeyi nasıl başardınız?

Cevap: Başarımızda rol alan en önemli faktör; bizim Müslüman milletle uyumlu olmayı sağlayan İslami ve inançlı bir hareket olmamızdır. Hamas'm istediği şey mille­timizin inandığı şeydir. Biz tarihin derinliklerine kök salan bir hareketin parçalarıyız. Hamas, İhvan-ı Müslimin'in bir uzantısıdır. İhvan'm ise güçlü ve sağlam kökleri mevcuttur. Buna ilaveten cihad akidemiz kitleler nezdindeki sadakat ölçümüzdür. Bizim söylediklerimizle yaptıklarımız arasın­da bir çelişki yoktur. Bu, hareketimizin yüce bir ölçüsüdür ki, bu sebeple insanların bize olan güveni ajtarak devam et­mektedir.

Soru: Hamas'ın diğer direniş hareketleri üzerinde bı­raktığı ne gibi etkiler var? Örneğin İslami köklere sahip bir Fetih Hareketi var. Bu ve diğer İslami yapılanmalar üzerin­de Hamas'ın bıraktığı etkiler nelerdir?

Cevap: Fetih hareketinin laik bir hareket olduğu inkâr edilemez. Sadece askeri eylemler üzerine dayalı bir yapısı vardı. Siyasi bir harekete dönüştüğünde dini ve akaidi pu­sulayı kaybetti. İşte bu durum İhvan hareketine yaradı. Biz, İslam'ı bütün kapsamıyla alıyoruz; siyaset, düşünce, davet ve ibadet olarak. Bazı İslami hareketler İslam'ın bir parçası­nı alıp diğer parçasını bırakıyor. Hatta bazı İslami hareket­ler cihad fikrini desteklemiyor. Kimi de hem siyaset hem de cihadı terk etmiş. Davet yönünü bir tarafa bırakmış hareketler de var. Bize gelince; biz, İslam'ı bir bütün olarak almaya çalışıyoruz.

Soru: Hamas niçin FKÖ ile müşterek bir çalışma yap­mıyor?

Cevap: Çünkü FKÖ Hamas ile beraber çalışmak iste­miyor. FKÖ Hamas'ı kendi abası altına almak ve Hamas'm Siyasi Programını lehlerinde olarak kendi siyasi programla­rı içine almak istiyorlar. Şayet FKÖ, Hamas'ı kendine has varlığıyla kabul edip katılımcı bir sisteme dayalı bir ortak­lık isteseydi biz buna katılırdık. Ancak FKÖ'nün bunu ka­bul etmesi mümkün görünmüyor. Çünkü böylesi bir şey onların siyasi programlarının aleyhine işleyecektir. FKÖ, ancak bu hatalı siyasetin gölgesinde varlığını sürdürebilir.

Soru: Geçen 16 yıldan sonra birçok gelişmeler oldu. Hamas programının içerdiği yemine uygun olarak işleri na­sıl yürütebiliyor?

Cevap: Unutmamamız gereken bir şey var ki biz siya­si programımızın çizdiği çerçeveden dışarı çıkmayız. Bu çerçeve de İslam'dır. Hamas, Filistin halkına kendi toprak­larında devletini kurma hakkını ve bundan taviz verileme­yeceğini ifade eden İslami çerçeveyle daima uyumlu olarak faaliyet yürütmüştür. İslami mukaddesatı geri almak için iş­gale direniş göstermek yasal bir hakkımızdır.

Soru: Hamas'da kararlar nasıl alınır?

Cevap: Biz İslami bir hareketiz. Aldığımız her karar şura iledir. Şura bağlayıcıdır. Çoğunluğun görüşü kabul edilir. Biz kendi aramızda görüşür ve içeride yahut dışarı­daki herhangi bir olayı tartışır ve çoğunluk hangi yönde görüş belirtirse o görüşü alıp uygularız. Çoğunlukla alman görüşe herkes katılır.

Soru: Hamas kuruluşundan şimdiye kadar birçok darbeler yedi. Bu darbelerde nasıl kurtulup yoluna devam edebilir?

Cevap: Hamas, her sahada çok sayıda güçlü darbeler aldı. Suikastler, altyapının yok edilmesi, sürgün ve tutukla­malar bunlardan bazılarıdır. Buna r-ağmen yediği her darbe­den sonra öricekinden daha güçlü olarak ortaya çıktı. Bu Hamas'ın milletin gonlündekini yansıtmış olmasından baş­ka bir şey değildir. Hamas düşmanla yüzyüze olduğu za­man kitlelert daha çok onun arkasında saf tutuyor. Bizi ne kadar çok vurdıilarsa halk da etrafımızda o kadar çoğalma­ya ve kenetlenmeye başladı.                      ^

Soru: Hamas Şeyh Salah Şahade, Dr.İbrahim el- Mu­kaddime, Mühendis İsmail Ebu Şeneb ve Cemal Mensur gi­bi seçkin önderleri kaybetti. İntifadanm gerçekleştirdiği şey bu zararını giderebilecek mi?

Cevap: Hamas gibi İslami bir hareket ile Siyonist düş­man arasında geçen mücadelede şehidleri zarar hanesine yazmak mümkün değildir. Biz, Filistin'in kurtuluş mücade­lesi için büyük bir proje ve hedef üzerindeyiz. Başta Filistin halkının bağımsızlığı bu projenin ilk adımıdır. Bu büyük hedeflerin gerçekleşmesi için önemli bazı şahsiyetlerin şe­hid düşmesini zarar saymak mümkün değildir. Büyük he­defler büyük kurbanlara muhtaçtırlar.

Soru:Hamas safında mücadele eden şimdiki kuşağın hedeflerine ulaşacağına inanıyor musunuz?

Cevap: Hakikat şu ki ben, Allah'ın izniyle bu kuşağın hedeflerine ulaşacağına dair bir güven taşıyorum. Şimdiki olumsuz realite hedeflere ulaşmada bazı geciktirecek sebep olabilir. Direnişin ihtilalci Siyonistleri zorda bırakıp çıkma­za koyduğu her defasında Filistin yerel yönetiminin izledi­ği politika işi bozuyor. Filistin sultası yanlış bir algılama so­nucu bizim sultayı yok edeceğimizi kazanımlarına konaca­ğımızı veya onlara alternatif olacağımız şeklinde hatalı bir düşünceye sahip. Biz, onlara bu konularla ilgili düşün­celerinden dolayı rahat olmaları gerektiğini ifade ettik. Ve ifade edilen şeylerin hiç birini yapmayacağımız bildirdik. Bakıyorsunuz ki işgalci güç bir çıkmaza girince Filistin sul­tası hemen cömertçe girişimlerde bulunuyor. Bu durum haliyle bizi zora sokuyor. Bu olumsuzluklarla beraber ben, bu neslin hedeflerini gerçekleştireceğini ve zafer elde edeceğini söyleyebilirim. Şundan da eminim ki Siyonist düşman bu millete karşı duramayacaktır.

Soru: Direnişi sürdüren gruplar ile Filistin yönetimi arasında intifada konusunda niçin tek bir siyasi ve askeri plan göremiyoruz?

Cevap: Gerçekten üzücü olan bir durumdur bu. Fark­lı direniş gruplarının değişik hederleri mevcuttur. Bazı grupların belli bir merhale için çözüm olarak gördüğü şeyi diğer biri nihai çözüm olarak görüyor. Bazı grupların strate­jik bir hedef olarak gördüğü şeyi başka gruplar taktik bir hedef olarak görebiliyor. Hedefler ve onlara ulaştıran vesilelerde bu şekilde farklılıklar devam ettiği sürece bu gurupların tek bir siyasi ve askeri program üzerinde birleşmeleri zor görünüyor. Kimi Filistin'den Ödün vermenin mümkün olduğunu söylerken, kimi de bunun İslam şeriatına aykırı olduğu görüşünde.

Soru: Hamas neden hareketin sabitelerini koruyup uluslararası güç dengesi ile de uyumlu bir esneklik sağ­layan siyasi bir plan Önermiyor?

Cevap: Biz işgal altında ezilen bir ulusuz. Hal böyle olunca bizim tek çaremiz işgali 'kovmaktır. Tek planımız budur ancak.'Bu da direnişle mümkün olabilir sadece. Biz, hakkımızın bütününden bir kısmının verilmesini kabul edemeyiz. Biz boşlukta yaşayamayız. Uluslararası güç den­gelerinin varlığını biz de biliyoruz; ama vatanımızda bağımsız yaşama hakkımızın varlığını ve bunu elde etmek için de ruhlarımızı feda etmemiz gerektiğini de biliyoruz.

Uluslararası güç dengeleri realitesi bizim haklarımız­dan ödün vermemizi gerektirmez. Çünkü haklarımızdan ödün vermek, şerefimizden ödün vermek demektir. Ulus­lararası güç dengeleri ile uyumlu ve esnek plan denilen şey; Filistin halkının meşru devletlerini kurması konusundaki bütün haklarından vazgeçmesi demektir. Bu seviyeye var­mayan her esneklik ve yumuşaklık dünya şer güçleri tarafından kabul edilmeyecektir. Gündemdeki Arafat ne yumuşaklıklar gösterdi. Daha Filistin halkı için hiçbir şey sağlamamışken Filistin topraklarının % 78'inden vazgeçti. Sonra Batı Şeria ve Gazze Şeridi bölgelerindeki bazı toprak­lar üzerinde tartışma başladı ve son olarak Arafat barış önünde bir engel olmakla itham edildi.

Oysa Arafat'ın kendisine Nobel Barış Ödülü vermişlerdi. Biz Arafat'ın verdiği tavizleri kabul etmiyoruz. Şer güç­leri ikna edecek taviz ve yumuşaklıkları tanımıyoruz. Bizim tek çıkar yolumuz bir tek karış toprağımızdan ödün ver-memeksizin işgale karşı direnişi sürdürmektir. Şer güçleri ikna, ancak bu şekilde mümkün olabilir.

Soru: Uluslararası değişen dengelerin gölgesinde in­tifada nereye doğru yol alıyor.

Cevap: İntifada milli bir karakterdedir. O, Filistin hal­kının meşru mücadele hakkıdır. İntifada'nm uluslararası değişen durumlardan etkileneceğine inanmıyorum. Dahası ilerde daha da yükselerek devam edecektir. Biz Siyonist düşmanın milletimize yaptığı zulme karşı duruyoruz. Ve bu duruşun bize pahalıya mal olacağım da biliyoruz. Zulüm katmerleşip yardımcıları da çoğaldı diye direnişimizi bırakacak, vatanımız ve mukaddesatımızdan ödün verecek değiliz. Bizim lisan-ı halimiz şu ayeti okuyor; "De ki; siz bizim için ancak iki iyilikten birini beklemek­tesiniz. Biz de, Allah'ın ya kendi katında veya bizim elimiz­le size azap vermesini bekliyoruz. Haydi, bekleyin; şüp­hesiz biz de sizinle beraber beklemekteyiz/'

Soru: Amerika, İsrail ve Avrupa'nın Hamas aleyhine başlattıkları hamlenin gölgesinde Hamas'm geleceğini nasıl görüyorsunuz?

Cevap: Hamas kitlesel bir cihad hareketidir. Amerika, İsrail ve Avrupa'nın aleyhimize başlattığı hamle bizi daha da güçlendirecek ve halkın etrafımızda kenetlenmesini sağ­layacaktır. Halk kitlelerinin bize olan geçmiş güvenleri kat­lanarak devam edecek. Çünkü bu halk Hamas'ın kendi sesleri olduğunu ve milletimize yapılan zulmü defetmek yolunda mücadele ettiğimizi imanı gibi idrak etmiş bulun­maktadır.

Hamas'm ne Avrupa ne de Amerika'da mal varlığı mevcut değil. Dolayısıyla Allah'ın düşmanları Hamas'a bir zarar veremezler. Bizim en büyük mal ve sermayemiz bize her türlü desteği sağlayan Arap ve Müslüman kitlelerdir.

Soru:Ateşkes'e' hazır mısınız? Ateşkes için her halükarda istediğiniz karşılık nedir?

Cevaprkerkes biliyor ki biz 50 günden fazla bir süre ateşkes kararını uyguladık. Ancak Siyonist düşman buna uymadı. Ve. Filistin evlatlarını katletmeyi, Filistin halkının şehirlerini yok edip alt yapısını çökertmeyi ve îslami mukaddesata hakaret etme eylemelerini sürdürdü. Siyonistler, başta Mescid-i Aksa'ya saygısızlık ettiler. Yine Siyonist zindanlarda onlarca yıldır tutsak tutulan tutuk­lular bırakılmadı. Tam tersi Siyonist terörün Genelkurmay Başkanı Yelun, mevcut sükûnetin Filistinlilerin yenilgisi ol­duğunu kasıla kasıla ifade etti. Zaten biz, iki şey için sükûnet fırsatı verdiğimizi söylemiştik. Birincisi; ulusal bir­lik kararma uymaktır. İkincisi; direniş seçeneğini elde tut­maktır. Geçen zaman bizim haklı olduğumuzu gösterdi. Bugün topyekün bir savaş ve yıkımla karşı karşıya kalmış durumdayız. Ateşkes kararma uymamız bizim için hezimet ve yenilgi; Cani Şaron ve terör örgütü MOSSAD için büyük bir zafer olarak algılanıyor.

Soru: Filistin sahasında gücü giderek artan Hamas'm gelecekteki stratejisinden bahseder misiniz?

Cevap: Hamas'ın dayandığı strateji sınırlı bazı konu­lar üzerine yoğunlaşır. Bu konular şunlardır.

1- Gaspedilmiş topraklarımızın tek bir karışından Ödün vermeyiz.

2- Kuvvetler dengesinde Siyonist düşman lehinde açık bir dengesizlik bulunmaktadır. Biz onların sahip olduğu as­keri teçhizata sahip değiliz.

3- Biz öyle bir inanca sahibiz ki, bu inançtan doğan irade, düşman karşısında gerileme veya hedeften vazgeçme diye bir şey tanımaz. Bu böyle bir inançtır ki, onun göl­gesinde akide ve vatan hariç her şey kurban edilir.

4- Araplar ve İslam ümmeti zayıf, gevşek bir haldedir. Bu halleriyle Filistin halkına yardım takatleri kalmamış. Uluslararası camia ise Filistin halkının arzu ve emellerine ters bir istikamette durmakta ve Siyonist terörü destek­lemektedirler. Bu durum karşısında Hamas'ın Stratejisi iki sabit çizgide belirginleşiyor. Birincisi; işgale karşı direniş ve Siyonist düşmanın saldırılarını püskürtmektir.  İkincisi; Filistin sahasında birliği korumak ve Filistin safını iç çatış­ma tehlikesinden korumak.  Bundan  dolayı bizim için direniş tek seçenek ve arzulanan hedeflere ulaştıracak tek stratejidir.

Soru: Hamas hareketi Siyonistlerin Gazze şeridinden çekilecekleri yönündeki fikirlere nasıl bakıyor. Sizce Şaron bu konuda Samimi bir niyet taşıyor olabilir mi?

Cevap: Siyonist düşman Gazze'de kalmayı düşün­müyor. Ancak Gazze'den çıkmasına bedel olarak alacağı şeyleri düşünüyor.  Gazze'de  uzun süre kalmanın hem güvenlik, hem ekonomik, hem de manevi olarak gerçekten yüksek faturası oldu. Artık Siyonistler ciddi olarak Gazze cehenneminden çıkmayı düşünüyorlar. Ancak Şaron buna karşılık olarak Batı Şeria'dan bir şeyler elde etmeye çalışıyor. Yahudi yerleşim alanlarını buralara taşımak ve Batı Şeria'nm %60 civarında toprağını içine alan duvar için destek bulmak arayışları bunlardan bazılarıdır. Eğer bu konularda başarılı 'olamazsa bu hedefleri gerçekleştirmek için batının desteğini almaya çalışacaktır.

Soru: Gözlemcilerin çoğu Hamasi Filistin halkının idaresini ele almaya ve Filistin yönetimine alternatif olmaya çalışmakla itham ediyorlar. Sizin yorumunuz nedir?

Cevap: Realite şu ki, Filistin Yerel Yönetimi intifadaya alternatif olarak icad edilmiştir. Hamas,,,daha önce dediği gibi şimdi de şunu söylüyor: Biz Milli Mücadele mer-halesindeyiz ve henüz bir Filistin yönetiminin oluşabilmesi için vakit erken görünüyor. Çünkü ihtilalin gölgesinde kurulacak bir yönetim zaten işgalci Siyonistlerin varmak is­tediği hedeflerden biridir. Bunu biz Afganistan, Çeçenistan ve Irak'ta da görmekteyiz. FKÖ'nün düştüğü en büyük yan­lış işgalin gölgesinde bir yönetimin kurulmasını kabul et­mesidir. Bugün bu yönetimin içinde yer almış birçok kişinin yerel yönetimin kaldırılmasını istedikleri zira bunun işgalin yararına olduğunu söylediklerini görüyor ve duyuyoruz. Yine kamuoyu araştırmaları da Filistin halkının bugün üçte ikisinin yerel yönetimin kaldırılmasını istediğini ortaya koymaktadır. Bütün bunlar Hamas'ın takip ettiği siyasetin Filistin gerçeğine ne kadar uyumlu olduğunu göstermektedir. Hamas'ı Filistin halkının yönetimine el koymak ve Filis­tin yönetimine alternatif olmaya çalışmakla itham eden ki­şiler bu varsayımlarını doğrulayacak tek bir delil bile goste-remiyorlar. Bu gibi varsayımlar İslami Direniş Hareketi HAMAS'i Filistin sahasında destekleyen geniş kitleleri olumsuz yönde etkilemek amacını taşımaktadır. Ancak bu gibi spekülasyonlar halkımızı HAMAS'dan koparamaya-caktır.

Soru: Filistin yönetimi içinde baş gösteren tartışmaları nasıl yorumluyorsunuz? Muhtemel bir istikrarsız halinde HAMAS'm rolü ne olur?

Cevap: Baş gösteren tartışmalar için yapılacak tek yorum bunun bir "koltuk" meselesi olduğudur. Herkes yürütmenin sadece kendi elinde olmasını istiyor. Muhak­kak ki bu tartışmaların her grup ve her şey üzerinde olum­suz bir etkisi olacaktır. Böylesi bir durumda HAMAS mey­dana gelen olumsuzluğu tamir için her çabayı harcayacak­tır. Biz istikrarın sürmesini istiyoruz. Çünkü istikrarsızlık hali ancak işgalci Siyonistlerin işine yarayacaktır.

Soru: Siz, Hamas'ın sınırlar konusundaki stratejisini terk edip 67 sınırı üzerinde bir devlet kurulması ve İsrail'in tanınması şeklinde fikirler taşımakla itham ediliyorsunuz. Tabir caizse bu varsayımlara nasıl cevap verebilirsiniz?

Cevap: Reuter (royter) ajansının yayınladığı bu asılsız haberi hemen yalanladık ve kamuoyu önünde gerçeği açık­ladık. Her kim HAMAS'ın bu konudaki sabit konumunu bilmek istiyorsa misakına (tüzüğüne) baksın. Reuter ajan­sına da söylediğim şey buydu. Ancak Reuter, sözlerimi bilerek saptırdı. Biz işgalci Siyonist bir devletin kabulünü İs­lam şeriatına aykırı buluyoruz. Bu nokta bizim ile Filistin Yönetimi arasındaki önemli görüş ayrılıklarınd andır, islam Şeraitine göre vatanın tek bir karışından vazgeçmek caiz değildir.

Soru: Filistin Yönetiminin Amerika ve Siyonistlerin taleplerim boyun eğerek Hamas üyeleri ve Kassam Birlik­lerini takip ve kovuşturma artma alırsa İslami Direniş hareketinin tavn ne olur?

Cevap: Filistin Yönetiminin 96'da düştüğü acı tec­rübeden sonra bu tehlikeli ve yararsız teşebbüse bir daha dönmesinin kendisine bir yarar sağlamayacağına inanıyorum. Diğer yandan biz bugün 96'da bulunduğumuz konumdan tamamen farklı bir konumda.bulunuyoruz. Ar­tık bugün Filistin halkı siyasi çözüm denilen oyuna inan­mıyor. Dolayısıyla Filistin halkının tek seçeneği ancak direniştir. Filistin yönetimini kuran siyasi projenin de geçen zaman içinde başarısız ve yıkıcı bir proje olduğu ortaya çık­mıştır. Filistin Yönetiminin önünde Filistin halkının direnişine katılmaktan başka bir seçeneğinin olmadığını görüyorum.

Soru: Size göre ırkçı, ayırımcı duvarın inşası şehadet eylemcilerinin operasyonlarını durdurabilecek mi?

Cevap: Şimdiye kadar hedefleri vurmada üstün bir başarı kaydeden Filistin direnişi bu engeli de aşmaya kadir­dir. Gelecek günler gösterecek ki Siyonist düşman bu duvarın inşasına harcadığı servetten dolayı bin pişman olacaktır. Bu korkak düşman pek yakında direnişin darbelerinden kaçmanın imkânsız olduğunu anlayacaktır. İs-lami direniş, duvara rağmen işgal altındaki Filistin toprak­larında istişhadi eylemleri başarıyla tamamlayacaktır in­şa allah.

Soru: Hamas'ın siyasi önderliği ile askeri cenahı teşkil eden Kassam Birlikleri arasındaki ilişki ve sistem nasıldır?

Cevap: Gerçek şu ki Hamas'm siyasi önderliği hareketin genel siyasetini çizen yetkili organdır. Askeri cenah sayılan İzzeddin el-Kassam Birlikleri ise siyasi önder­likten ayrı tam bir serbestlikle çalışır. Ancak faaliyetlerini genel siyasete uygun olarak yürür. Örneğin siyasi önderlik iç çatışmaları yasakladıysa haliyle Filistinli bir vatandaşa kurşun sıkmak yasak olur. Böylesi bir durumda askeri cenah siyasi önderliğin siyasetine sıkı sıkı bağlı kalır ve o çerçeveden asla çıkmaz.

Soru: Hayati kararların alımında karan kimler alır? Bu kararlan sadece Filistin'in içindeki liderler mi alır yoksa dışındakiler de buna katılır mı?

Cevap: Islami Direniş Hareketinin hayati kararları alan bu hareketin siyasi önderliğidir. Siyasi önderlikte de değişik yerlerden insanlar olur. Gazze Şeridi, Batı Şeria, tutukevleri ve dışarıdakiler bu kararlan şura sistemi esasına göre alırlar. Bizde şura kararları bağlayıcıdır.

Soru: Günbegün ağır bir hal alan Siyonist işgalci gücün elindeki esirler ile tutukevlerindeki tutuklular konusunda Hamas'ın stratejisi nedir?

Cevap: Esir ve tutukluların serbest kalmasını sağ­lamak milli ve ahlaki bir ödev olmaktan önce dini bir vecibedir. Bu amaçla geçen zaman zarfında Hamas, işgal güçlerinden çok sayıda askeri tutukladı. Bundan da amacımız düşmanın elindeki kahraman esirlerimizi değişim yoluyla kurtarmaktı. Hareket bu türden tam on iki operasyon gerçekleştirmiş bulunmaktadır, Hamas esirler konusunu öncelikli gündemine almaya da devam etmek­tedir. Ve biz bu esirlerimizi kurtarmanın tek çaresinin düş­man askerlerini tutuklamak olacakını anlamış bulunmak­tayız. Ortada başka bir seçeneğimiz bulunmamaktadır. Gelecekte de bu konu hakkındaki stratejimiz eskisinden farklı olmayacaktır. Biz Allah'ın izniyle esirlerimizi kur­taracağımıza dair tam bir güven içindeyiz.

Soru: Hamas işgale karşı niçin yeni yöntemler uy­gulamıyor. Örneğin Filistin dışında rehin ve kaçırmalar ve bunlar üzerinden yapılacak görüşme ve pazarlıkla esirleri kurtarmak gibi?

Cevap: Hamas'ın siyaseti çalışma sahasını genişlet­meme temeline dayanır. Dışarıdaki bir kaçırma olayı durumunda hareket olayın geçtiği ülke ile de bir çatışma kapısı açmış olur. Hamas'm çatışmayı Filistin topraklan çer­çevesinde tutma siyaseti bundan böyle de devam edecektir. Çünkü çatışma sahasını genişletmek ne Hamas'a ne Filistin halkına ne de Filistin sorununa bir fayda sağlamaz.


Kaynak: Şehit A.Aziz Rantisi Hatıralar/M.Ali Gönül/Dua Yayıncılık

 

Anasayfa Reklam Alanı 1 728x90

0 Yorum

Henüz Yorum Yapılmamıştır.! İlk Yorum Yapan Siz Olun

Yorum Gönder

Lütfen tüm alanları doldurunuz!

Haber detay

Reklam

Haber detay

Anket